Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürü Muhsin Dere ile yaptığımız söyleşinin tam metnidir.
Turhan Korkmaz: Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürlüğü’nün görev ve çalışmaları hakkında genel bir değerlendirmenizi almak isterim.
Muhsin Dere: Genel müdürlüğümüz 2011 yılında kurulan, aslında genç bir genel müdürlük. Bütün sanayi ürünlerinin denetiminden sorumludur. Denetimimizdeki ürünlerin envanterini çıkardığımızda toplam 1571 adet temel sanayi ürünü tespit ettik ve bunları; basınçlı ekipmanlardan asansörlere, elektrik-elektronikten otomotive, gaz yakan cihazlardan atex-kimyasallar ve makinelere kadar gruplara ayırdık ve denetimlerinden sorumluyuz. Ayrıca, bu ürünlerden bazılarının 452 farklı GTİP numarası altında ithal denetimlerini de yapıyoruz. Asansör bu 1571 üründen sadece birisi. Asansörle ilgili Türkiye’deki yapıyı siz de biliyorsunuz. TÜİK verilerine göre yapı kullanma izni alan binalarda toplam 477 bin asansör var. Tabi asansörlere yönelik denetim mekanizması olarak hem periyodik muayene faaliyetleri var hem de piyasa gözetimi ve denetimi var. Bütün sanayi ürünlerine yönelik olarak kurduğumuz ALO 130 ürün güvenliği şikayet hattımız var. Buradan ve diğer kanallardan gelen ihbar ve şikayetler doğrultusunda gerçekleştirdiğimiz denetimlerimiz var. Genel Müdürlüğümüzün diğer görevleri ve sorumluluk alanımızdaki ürünlerin denetimini; 4 daire başkanlığı, 12 şube müdürlüğü ve taşra teşkilatlarında görevli çoğunluğu mühendis olan yaklaşık 700 denetçimiz ile birlikte yapmaya çalışıyoruz.
Turhan Korkmaz: Muhsin Bey, denetçi sayısında da önceki yıllara göre bir artış olduğu görülüyor. Doğru mudur?
Muhsin Dere: Evet doğrudur. Son 2 yılda 2 sınav yaptık. Mühendis olarak Bakanlığımıza katılan arkadaşlarımıza sınavla denetçi kimliği verdik. Şu anda 81 ilde toplam denetçi sayımız 700’ün üzerindedir diyebilirim. Yaklaşık 100 kişi de mühendis ve uzman olarak merkez teşkilatımızda görev yapmaktadır.
Turhan Korkmaz: Genel Müdürlüğünüzün penceresinden asansör sektörü nasıl görünmektedir? Size göre artı ve eksileri nelerdir?
Muhsin Dere: Bizim sorumlu olduğumuz asansörler, Asansör Direktifi(95/16/AT) kapsamında yer alan bina asansörleridir. İnşaatlarda kullanılan ve adına ‘asansör’ denilen kaldırma iş ekipmanları bizim sorumluluk alanımızda değil. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sorumluluğundadır. Bu sebeple binalardaki asansörlere münhasır olarak değerlendirmemi yapmak isterim. Hatta şunu söyleyebilirim ki bina asansörlerinin durumu, iş ve kaldırma ekipmanlarının durumlarına göre biraz daha iyidir. Zaten kazalara baktığımızda en çok inşaat alanlarında bu ekipmanlardan kaynaklanan kazaların olduğunu görebiliriz. Asansörlerin periyodik muayenelerinin gerçekleştirilmesinde problemler vardı. Geçtiğimiz aylarda yaptığımız yönetmelik ve tebliğ değişikli bu problemleri ortadan kaldırılmıştır. 2012 yılı ile birlikte başlayan periyodik muayene sürecinde 100 bin asansörün muayenesi yapılmıştı. 2013 yılında bu sayı 150 bine ve 2014 yılında ise 167 bine çıkmıştı. Yani 477 bin asansör var diyoruz ve 2014 yılı sonuna baktığımızda sadece 167 bin asansörün periyodik muayenesinin yapıldığı ortaya çıkıyor.
Turhan Korkmaz: Bu sayı anladığım kadarıyla Bakanlığı tatmin etmiyor?
Muhsin Dere: Evet, kesinlikle doğru. Çünkü sektörle birlikte Sanayi Genel Müdürlüğü ve denetimden sorumlu Genel Müdürlüğümüz ile taşra teşkilatımız, çeşitli odalar ve belediyelerin katılımı ile 7 farklı bölgede yapılan tüm sektörel değerlendirme ve farkındalık toplantılarına rağmen gelinen noktada çıkan rakam 167 bindir. Elbette bu sayı bizleri tatmin etmiyor. Ancak gelinen süreç itibarıyla tarafların da hakkını teslim edelim. Çünkü kırmızı etiket oranları her geçen yıl giderek düşmektedir. Yapılan muayenelerden 1 yıl sonra asansörlerdeki kırmızı etiket oranlarının düştüğünü görmek memnuniyet vericidir. Periyodik kontrollerin ilk başlangıcında yüzde 75’ler oranında olan kırmızı etiket oranı geçen yıl yüzde 63’ler seviyesine kadar inmiş. Bu seneki elimize ulaşan rakamlara baktığımızda hem denetim sayısı anlamında 200 binleri geçeceğimiz anlaşılıyor. Hem de uygunsuzluk ya da kırmızı etiket oranlarının yüzde 58 seviyelerine gerilemiş olduğunu görebiliyoruz. Neticede 477 bin asansörün üçte biri oranında periyodik muayene yapıldığı ortaya çıkıyor. Bu sebeple de 23 Nisan’daki kanun değişikliği ile belediye kanunu, il özel idaresi kanunu ve kat mülkiyeti kanununda ciddi değişiklikler yapıldı. Hem belediye yöneticilerine -belediye başkanı dahil- cezai müeyyidelere varan şahsi sorumluluk halleri düzenlendi. Hem de bina yöneticilerinin sorumlulukları netleştirildi. Kim ne yapacak, sorumlulukları nelerdir, muayene ücretlerini kimler ödeyecek, hepsi netleştirilmiş oldu. Bu kanun değişiklikleri çerçevesinde yeni adıyla Asansör İşletme, Bakım ve Periyodik Kontrol Yönetmeliği çıkmış oldu. Bu yönetmelikte bakımcı ve montajcıların yükümlülükleri net bir şekilde tanımlandı. Yine A Tipi Muayene Kuruluşlarının olması gereken özellikleri daha iyi tanımlandı. Ve A Tipi Muayene Kuruluşlarına ilişkin tebliğ ile de yıllık periyodik muayenelerin usul ve esasları, A Tipi Muayene Kuruluşlarının tabi olacakları hükümler ve muayene ücretlerinin belirlenmesi gibi son derece önemli noktalar netleştirildi. Şu anda 30’un üzerinde akredite olmuş A Tipi Muayene Kuruluşumuz var. Bunlardan 22 tanesi bizim asansörle ilgili oluşturduğumuz veri tabanına veri aktarımına başlamış bulunuyor. İstediğimiz değişiklikleri yapmış ve yeni mevzuatı kendilerine adapte etmiş durumdadırlar. Ama geçmiş yıl uygulamalarına baktığımızda her muayene kuruluşu tamamen mevzuatın verdiği rahatlıktan dolayı olsa gerek keyfi şekilde periyodik muayene ücreti belirliyorlardı. Muayene ücretleri arasında derin uçurumların olduğunu gözlemledik. Belediyeler de serbest bir şekilde istediği şekilde protokol yapıp, asansörlerin periyodik muayenelerini yaptırıyorlardı. Bu noktada periyodik muayenelerin kalitesinden ciddi anlamda ödünler veriliyordu. Bütün muayene kuruluşlarını topladık ve dedik ki, ‘Bir periyodik muayeneni maliyeti nedir?’ Bununla ilgili bir çalışma ve tanımlama yaptık. Bu arada belediyelerimizin de verdiği çeşitli hizmetler vardı. Örneğin mühürleme ve kamusal denetim olduğu için uygunsuz asansörü hizmet dışı bırakma faaliyeti gibi. Muayene kuruluşları sadece tespit yapıyor olup, mühürleme işlerini ya belediyeler ya da il özel idareleri yapıyor. Bu hizmet ve faaliyetler için harcadıkları bir bedel var. Bu bedeli de muayene kuruluşlarından farklı adlar altında değil de, standart bir şekilde alsınlar diye belirlenen periyodik muayene ücretinin yüzde 10’una kadar bir payının belediyelere hizmet bedeli olarak aktarılmasını öngördük. Bunun resmi olmasını istedik. Nihayetinde periyodik muayene ücretlerinin taban ve tavan ücretleri belirlendi. Bir muayene kuruluşu keyfi derecede ve sadece protokolü yapmak için maliyetinin de altında ve hizmet kalitesini düşürecek uygulamalara gidemesin istedik. Bu da son derece önemliydi. Dolayısıyla sistemde ve işleyişte ciddi bir değişiklik yapılmış oldu. Şimdi bu sene buradan beklediğimiz sonuca gelirsek. Biz bir hedefle yola çıkmıştık. Geçtiğimiz yıl, Ekim ayının ikinci haftasında kutlanan ürün güvenliği haftamızda Sayın Bakanımız bir basın toplantısı yapmıştı. Bu toplantıda asansör eylem planı çerçevesinde kanun değişikliği, yönetmelik ve tebliğ değişikliği ile asansörlerin kimliklendirilmesi, denetim sonuçlarının veri tabanından Bakanlık tarafından izlenmesi, kontrol ücretlerinin Bakanlık tarafından belirlenmesi, A Tipi Muayene Kuruluşlarının Bakanlık tarafından denetlenmesi ve bütün asansörlerin periyodik muayenelerinin yapılması gibi bazı hedefler koymuştuk. Bu hedeflerin mevzuatla ilgili olanlarının tamamını bitirmiş olduk. Bu arada oluşturduğumuz veri tabanının şöyle bir kolaylığı ve güzelliği de var. Yönetici olarak bizler ve asansör denetiminden sorumlu arkadaşlarımız sisteme girip, hangi muayene kuruluşu, hangi binadaki hangi asansörü denetlemiş, ilgili periyodik muayene raporuna ulaşıyoruz. Hangi kriterlerden dolayı kırmızı etiket almış? Kontrol listesini görüyoruz. Bu çok önemli ve güzel bir şey. Bu şekilde muayene kuruluşları arasında yaşanan farklı uygulamaların önüne de geçebileceğiz. Bu durumları tek tek kontrol ediyoruz. Sadece bu iş için iki tane istatistikçi görevlendirdik. Bu verileri inceliyoruz ve müdahale etmemiz gereken durumlara da karar veriyoruz. Şimdi artık vatandaşlarımız da e-devlet üzerinden asansör kimlik numarasıyla giriş yaparak, kendi binasındaki asansörün denetim sonuçlarını görebilecek. Bu çalışmanın yazılımı hazır olup, bu seneki ürün güvenliği haftasında kamuoyuna açıklayacağız. Bu sistem sayesinde artık her vatandaş binasındaki asansörün denetim sonuçlarını görecek, kırmızı etiketse nedenini öğrenebilecektir. Bu sene Ekim ayından itibaren bunu da sağlamış olacağız.
Bu noktada en önemli hedef, periyodik muayenesi yapılmamış asansör bırakmamak ve 477 bin asansörün tamamının periyodik muayenesinin yapılmasıdır. Ülkemizde toplam 1397 belediye var. Bunlardan protokol yapmayan sadece 144 tanesi kaldı. Geriye kalanların ve sınırları içinde asansör olan belediyelerin tamamı protokol yapmış durumda. Kalan 144 belediyenin de protokol yapması için çalışmalar yapıyoruz. Bu konuda İçişleri Bakanlığı, Belediyeler Birliği ve Vilayetler Hizmet Birliği ile koordinasyon içindeyiz. İçişleri Bakanlığı ile de görüştük. Bu belediyelerimizin de protokol yapmasını sağlayacağız. Yine de bu belediyelerin hukuki sorumluluğu olmasına rağmen yapılmazsa Bakanlık olarak ve yönetmelik gereği o belediyelere muayene kuruluşlarını biz görevlendireceğiz. Buradaki asansörlerin de periyodik muayeneleri yapılmış olacak. Tabi bunun kadar önemli bir diğer konu ise aylık bakımlar. Bakım firmalarında olması gereken özellikler ayrıntılı bir şekilde ve net olarak belirlendi. Aylık bakımları ile ilgili olarak da ciddi farkındalık kampanyaları düzenleyeceğiz. Asansörlere yönelik 45 saniyelik bir kamu spotu hazırlıyoruz. Ayrıca bir animasyon filmi hazırladık. Bu animasyonu, 12-18 Ekim tarihlerindeki ürün güvenliği haftasında 81 ildeki toplam 162 okulda göstereceğiz ve en az 50 bin öğrenciye ulaşacağız. Yine bütün illere yönelik olarak bir kaç farklı broşür ve billboard çalışmamız var. Ayrıca yine ürün güvenliği haftasında Sayın Bakanımızın da katılacağı bir program planlanmaktadır. Tebliğin yürürlüğe giriş tarihi olan 15 Eylül tarihinden itibaren de bir kaç ulusal yayın yapan televizyon kanallarında bunları anlatacağız. Ayrıca sosyal medyada da bu çalışmaları paylaşacağız ve bu konuda ciddi bir farkındalık oluşturacağımız inancındayım. Artık protokoller iki yıllık yapılıyor. Bu iki yılın sonunda periyodik muayenesi yapılmamış asansör kalmayacak. Bu çok önemli bizim için. Bizzat kontrolünü de yapacağız. Hedefimiz budur ve hiçbir tereddüdümüz yoktur. Çünkü protokol yapılması işin zaten yüzde 50’sinin bitirilmesi demektir. Bu iki yıl içinde asansörleri kayıt altına alacağız, protokollerin yapılmasını sağlayacağız, veri tabanımıza aktaracağız. Şu anda veri tabanına aktarılan periyodik muayenesi yapılan asansör sayısı 150 bini buldu. Veri tabanına aktarıldıktan sonra da kimliklendirilmesi sağlanacak. Bu durum gelecek senelerde işimizi çok daha kolaylaştıracak. Daha sonrasında ise eski asansörlerin revizyonu konusu gündeme gelecek. Bu asansörleri nasıl iyileştirebiliriz ona bakacağız. Şimdi bir de tescil öncesi muayene uygulamasını getirdik. Bu uygulama da tescil aşamasından önce belediyelere büyük kolaylık sağlayacaktır. Yeşil etiketi aldıktan sonra asansörün tesciline olanak sağlayan bir uygulama. Sektörün önemli bir sorununun bu noktada da çözüleceğine inanıyorum. Çünkü birçok belediyemiz tescil öncesinde asansörü yerinde inceleyecek teknik personele sahip değiller. Bazen dosya üzerinden karar verilebiliyordu ya da uygunluk beyanına göre tescili yapılıyordu. Şimdi muayene kuruluşu ilk periyodik muayeneyi gidip tescilden önce yapacak. Yeşil etiket alırsa ilgili idareden tescili alınacak. Bundan sonra da asansörler için ciddi bir iyileşme süreci olacaktır. İnşallah bundan sonra asansörlerle ilgili kazaların olmadığı ya da en aza indiği bir döneme gireceğiz.
Turhan Korkmaz: Sektörde işleyen sistem belge satan ya da kullandıran kişi ya da firmaların önüne geçemedi! Bu konudaki görüş ve önerileriniz nelerdir?
Muhsin Dere: Bizim vatandaşlarımız şikayet etmek istemiyor maalesef. Biz de o yüzden ALO 130 ürün güvenliği şikayet hattını kurduk. Tabi web sitemizde şikayet formumuz da var. Orada şikayet sahibinin isim ve T.C. kimlik no gibi bilgileri isteniyor. Ancak vatandaşlarımız iyi bilsinler ki ilgili kanun ve yönetmelikler gereği şikayetlerin ve şikayet sahiplerinin bilgilerinin gizliliği ile ilgili kurallarımız var. Yapılan şikayetler ve sahipleri mutlaka gizli tutulur. Hiçbir şekilde ifşa edilmez. Biz her şikayeti belli bir takvim dahilinde mutlaka dikkate alıyor ve değerlendiriyoruz. Ayrıca bütün montajcı ve bakımcı firmalar için piyasa gözetimi ve denetimini tamamına yönelik olarak yapmayı planlıyoruz. Belli bir takvim dahilinde her yıl yapmayı öngörüyoruz. Artık biz asansörleri tek tek denetlemeyelim. Bunu yapacak yeterli sayıda personelimiz yok. Zaten periyodik muayene ve aylık bakım hizmetlerini gereği gibi bir sisteme oturtursak, gidip tek tek asansör denetimi yapmamız gerekli olmaktan çıkacak. Bu aşamada muayene kuruluşunu, bakımcıları ve montajcıları denetleme işine yöneleceğiz. Belge kullandıran var mı? Yetkili olmadığı halde yetkiliymiş gibi davrananlar var mı? Bunları önlemeye çalışacağız. Geçen seneki eylem planlarımızdan biri de yetkisiz montaj ve bakım firmalarıyla etkin mücadele etmekti. Mevzuat çalışmamız bittiği için artık bunu da daha rahat yapabileceğiz. Şikayet gelmese bile bütün enerjimizi buraya vereceğiz. Ve daha ziyade doküman ve yetkinlik anlamında denetimlerimizi arttıracağız. Bu yılın ilk sekiz aylık denetim verilerine baktığımızda asansörlere yönelik montajcı, bakımcı ve diğer aktörlere toplam 4 milyon 100 bin TL civarında ceza kesildiği görünüyor. Eğer montajcılar işlerini gereği gibi yaparsa, bakımcılar görevlerini tam yaparsa bu ceza miktarları da düşecektir.
Turhan Korkmaz: Size göre denetimler sonucu ortaya çıkan bu tablo yeni yayınlanan yönetmelik ve tebliğ neticesinde ıslah olacak gibi görünüyor mu?
Muhsin Dere: Hedefimiz, inancımız ve ümidimiz bu yönde. Tüm asansörlerin periyodik muayeneleri ve aylık bakımları düzenli olarak yapıldığı zaman bizim bu kadar ceza vereceğimiz bir ortam olmayacağını düşünüyorum. Herkes şunu görecek, yetkisiz ve başkasının belgesiyle montaj ve bakım yapan kişi ya da kuruluşlar artık bu şekilde hareket edemeyecekler. Bu net bir şekilde görülecektir. Mevzuatta herkesin ve her kesimin nasıl hareket edeceği artık belli. Hangi asansörün kim montajını yapmış, bakımını kim yapıyor bunların hepsini görebileceğiz. Periyodik muayeneler arttıkça bu bilgilerin hepsine sahip olacağız.
Turhan Korkmaz: Muhsin Bey, artık yeni dönemde asansör sektörü BBG evi gibi sıkı bir gözlem altında olacak diyebilir miyiz?
Muhsin Dere: Evet. Şu anda periyodik muayeneleri görebiliyoruz. Her asansöre kimlik numarası verilecek. Yarın bunun yanına bir de karekod koyacağız. Şimdilerde e-devlet üzerinden asansör kimlik numarası ile asansörüyle ilgili bilgilere ulaşabilecek vatandaşlarımız bundan sonra cep telefonlarıyla karekodu okutarak asansörün sonucuna ilişkin bilgelere ulaşabilecekler. Sonraki aşamada kullanılan aksamlar, güvenlik ekipmanları neler, hangi marka ve model kullanılmış o bilgileri de karekodun ya da RFID (Radyo Frekansı ile Tanımlama) teknolojisi içinde görebileceğiz. Ya da periyodik muayene elemanın tabletinin içine yükleyeceğimiz bir sistemle gerçekten sahaya gidip mi yapmış o denetimi yoksa masa başında mı yapmış? Bunu da görebileceğiz. Aylık bakım yapan gerçekten asansöre gitmiş mi? Yoksa gitmemiş mi? Bütün bu uygulamaları takip edebileceğiz. Ve bunları yaparken de vatandaşa ekstra bir maliyet getirmeden yapmaya çalışacağız.
Turhan Korkmaz: Tescil öncesi muayene uygulaması sebebiyle ilk periyodik muayenenin henüz kullanıma arz edilmemiş bir asansörün muayenesi olacağı ve bunun bir son muayene hüviyeti kazandığı için ilgili mevzuat, detaylı teknik bilgi ve deneyim gerektiren durumu sebebiyle Onaylanmış kuruluşların görev tanımına uyduğu belirtiliyor. Bu uygulamanın doğru bir yaklaşım olmadığı yönünde kanaatler oldukça fazla. Sizin değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
Muhsin Dere: Bu konuyu hem yönetmelik hem de tebliğ değişikliği kapsamında bütün taraflarla tartıştık. Burada kastedilen kesinlikle onaylanmış kuruluşların yetkisine müdahale ve bunu piyasaya arzın bir aşaması gibi düşünmek değil elbette. Böyle bir derdimiz ya da AB müktesebatına karşı bir duruş alma niyetimiz de yok. Biz tanımı ilk periyodik muayene olarak kullandık ve tescilden önce yapılmasını öngördük. Onaylanmış kuruluşun yetkisini gasp etmek, onun yaptığı uygunluk değerlendirmesini göz ardı etmek gibi bir niyet yok. Esas mesele Türkiye’nin şartlarıdır. Bunu da düşünmek lazım. Bazı şeyleri yorumlarken biraz iyi niyetle yorumlamak lazım. Türkiye’deki asansörlere baktığınızda örneğin asansör yeni tescil edilmiş, ama kuyu dibi ve makine dairesi hiç uygun değil. Çünkü belediye gidip bakamamış! Zaten fiili uygulamada yasal dayanağı olmadan dahi pek çok belediyemiz muayene kuruluşlarına tescil öncesi muayeneyi yaptırıyordu. Madem böyle bir zorunluluk ya da ihtiyaç var. Biz de bunu yönetmelik vasıtasıyla uygulamaya resmiyet kazandıralım dedik. Ama şunun altını bir kez daha çizmek istiyorum. Yapılan ilk periyodik muayene işlemidir. Onun dışında başka bir şey değildir. Piyasaya arz AT Uygunluk Beyanının düzenlenmesi ile gerçekleşmiş oluyor. Bundan sonrası ilk periyodik muayenedir. Tamamen ihtiyaçtan kaynaklı bir durumdur. Zaten bütün asansörlerin periyodik muayenesi yapıldıktan ve kayıt altına alındıktan sonra bu uygulamaya gerek de kalmayabilir. O zaman yine itirazları olan arkadaşlarla bir araya geliriz. Konuşuruz. Elbette başka şeyler de konuşulabilir. 3-5 sene bu sistem oturur ve her şey kayıt altına alınırsa AB uygulamaları incelenir, belki her yıl değil 18 aylık periyodlarda periyodik muayene konuşulabilir. Ama şu anda onun zamanı değil. Şu an öncelik her sene asansörlerin periyodik muayenelerinin yapılması, kırmızı etiket oranlarının aşağı çekilmesi, can güvenliğini tehdit eden asansörlerin hızlı bir şekilde kullanım dışı bırakılması, tabi ki vatandaşlarımızı da aylarca asansörsüz bırakma gibi bir durum kabul edilebilecek bir şey değildir.
Turhan Korkmaz: Yönetmelik hükümlerinde belirtilen Sanayi Sicil Belgesi alımında bazı sıkıntılar olduğu belirtiliyor. 10 ve üzerinde eleman çalıştıran ve aksam üretimi yapmayan sadece asansör monte eden montaj firmalarından ‘takım-tezgah’ ve ille de ‘üretilen bir aksam’ görmek istendiği ifade ediliyor. Bazı montaj firmaları da olmayan bir üretim için belge üzerinden sanki üretim yapıyorlarmış gibi bir gayri ciddi düzenlemeye gitmek zorunda kaldıklarından şikayetçiler. “Biz sadece montaj yapıyoruz ve kapasite raporumuzu yıllık montaj adedimize göre belirtebiliriz” diyorlar. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?
Muhsin Dere: Sanayi Sicil Belgesi istenmesi sistemin kayıt altına alınabilmesinin farklı bir boyutudur. Bizim sanayi işletmeleri ciddi anlamda sanayi sicil kapsamına alındı ve veri tabanına işlendi. Ama bu uygulama insanların işini zorlaştırmak için, olmayan bir şeyi dayatmak için getirilmiş bir düzenleme değildir. Biz sanayi sicil belgesi almanın şartlarını, kapasite raporunun şartlarını belirledik. Kimlerin kapasite raporunu alacağını Sanayi Genel Müdürlüğümüz çıkardığı tebliğlerle düzenledi. Biz bu hükmü getirirken bu sorun olmaz diye düşündük. Ama sanayi il müdürlüklerimizde biraz eski alışkanlıklardan kaynaklı fazla zorlayıcı tavırlar varsa onu da illerimizde yaptığımız rutin toplantılarımız olmaktadır. Hem Sanayi Genel Müdürlüğü hem de biz gerekli bilgilendirmeyi yaparız. Ortaya çıkan bu sorunu da uzun olmayan bir zamanda hallederiz.
Turhan Korkmaz: Yönetmeliğin 14. Maddesinin 2’nci fıkrasında belirtilen Yetkili servis ile ilgili şartlar bölümünde, servis teknik sorumlusunun makina, elektrik veya elektrik-elektronik ya da mekatronik alanlarında mühendislik fakültelerinin birinden mezun olma şartıyla ilgili olarak hiç değilse firmalara bir geçiş süreci verilemez miydi noktasında beklentiler var. Konuyla ilgili görüşlerinizi gazetemiz aracılığıyla paylaşır mısınız?
Muhsin Dere: Tabi yönetmeliği yeni değiştirdik. Ve bu değişikliği yaparken temsilci noktasında sektörün her kesimiyle beraberdik. Bu yönetmelik ve tebliğin hazırlanmasında tam bir konsensüs ortaya çıktı. Meclisteki kanun görüşmelerinde iktidar ve muhalefetin oybirliğiyle kabul edildi. Bakanlığın yetkisinde olan bir düzenlemeyi oluşturulan bir komisyon marifetiyle bütün taraflara açtık. Sonra bu düzenlemeyi hayata geçirdik. Dolayısıyla süreci bir görelim. Belki çıtayı belli hususlarda yüksek tutmuş olabiliriz. Piyasanın gerçeklerini görüyoruz ama sektörün durumuna bir çeki düzen verme anlamında bu hükümler yönetmeliğe dahil edildi. Bir tıkanma olmayacağı kanaatindeyiz. Zaten bize gelen tepkiler de yüzde 90 oranında olumlu. Süreci bir izleyelim. Elbette kimsenin mağdur olmasını istemeyiz. Eğer ciddi anlamda bir mağduriyet söz konusu olursa ve haklı talepler varsa onları bir dinleriz. Yönetmelik değişikliği kanun değişikliği kadar zor değil ve şartları bellidir. Uygulamayı gördükten sonra biz yine haklı talepleri değerlendirmek üzere komisyonumuzu toplarız ve yine birlikte karar verir gereken değişikliği de pek ala yaparız.
Turhan Korkmaz: Yönetmelik ve tebliğ kapsamında kırmızı etiketin yeşil etikete dönüştürülmesi için verilen 30 gün sürenin gerekli iyileştirmeleri yapma noktasında az bulan sektör mensupları çoğunlukta. Gerekçeleri ise bu kadar kısa zamanda bina yönetimlerinin iknalarının zor olması, ayrıca finans ve yeterli teknik eleman azlığıdır. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Muhsin Dere: Biliyorsunuz kırmızı etiket almış güvensiz bir asansörün derhal mühürlenerek hizmetten men edilmesi gereklidir. Biz burada, mühür açma/kapatma gibi zaman alıcı resmi uygulamalara yol açmadan 30 günlük süreçte bina yöneticisinin asansörün kullanılmasına izin vermeden hızlıca güvenli hale getirilmesinin önünü açtık. Amacımız bu binalarda yaşayan hasta, yaşlı, özürlü ve diğer insanlarımızın daha uzun süreler mağdur olmalarını önlemektir. Ülkemizdeki asansör sektörünün kapasitesinin belirtilen bu sürede sorunun üstesinden gelebilecek nitelik ve nicelikte olduğu kanaatindeyim.
Turhan Korkmaz: Periyodik muayenelere asansör firmalarının elemanının eşlik etmesi konusu da tartışılmakta. Firmalar bir personelin bir muayene gününe eşlik etmesinin ciddi iş kayıplarına sebep olduğunu belirtiyorlar. Sizin bu noktadaki görüşlerinizi merak ediyoruz.
Muhsin Dere: Burada, Periyodik muayenelere asansör monte eden firma elemanının eşlik etmesi değil, asansörün bakımını üstlenen asansör monte edenin veya onun yetkili servisinin nezaret etmesi hususu getirilmiştir. Bunun; asansörde tespit edilen eksiklikler açısından bir geri besleme olması, gerektiğinde açılması gereken mahfazalı ve mühürlü alanların bakım personeli nezaretinde açılması, denetim sonrası ortaya çıkması muhtemel ihtilafların önüne geçilmesi, denetimler esnasında yapılan test ve muayenelere bağlı olarak asansörün kullanım dışı kalması durumunda müdahale edilmesi gibi birçok gerekçesi vardır. Ayrıca, denetim sonucu doğrudan kendisini etkileyecek olan montaj firmalarının denetime katılmaya kendilerinin istekli olması gerekir. Bu konu da, sektör temsilcilerinin katılımı ile oluşturulan komisyon tarafından oybirliği ile kabul edilmiş hususlardan biridir.
Turhan Korkmaz: Gazetemizle ilgili görüşünüz bizim için çok kıymetli. Bir kaç satır rica etsek…
Muhsin Dere: Sizin de bildiğiniz gibi asansör sektörü; montajcı, bakımcı, asansör donanım imalatçıları ve ithalatçıları, sektör temsilcisi dernekler, meslek odaları, A tipi muayene kuruluşları, onaylanmış kuruluşlar, uygunluk değerlendirme kuruluşları, yetkilendirilmiş Kuruluş olan Bakanlığımız ile konunun diğer boyutunda yer alan belediyelerden il özel idarelerine, bina yöneticisinden asansörü kullanan her bir vatandaşa kadar geniş bir kesimi doğrudan ilgilendiren bir dinamik alandır. Bu alanda gazetenizin; sektörde yer alan her bir aktörü gelişmelerden haberdar etme, yaşanan sorunları kamuoyuna ve ilgililere iletme, farkındalık oluşturma adına önemli bir görevi yerine getirdiğini düşünüyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.