Asansör İstanbul Fuarı / Asansor Istanbul Fair
Asansör İstanbul Fuarı’nın açılış töreni, AYSAD İletişim Danışmanı ve Tek Gündem Asansör Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Turhan Korkmaz’ın sunumuyla başladı. Korkmaz, Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği’nin (AYSAD) kurulduğu günden bu yana güçlü desteğiyle Asansör İstanbul Fuarı’nın bir dünya markası haline geldiğini belirtti.
The opening ceremony of the Asansor Istanbul Fair started with the presentation of AYSAD Communications Consultant and Editorial Director of Tek Gundem Asansor newspaper, Turhan Korkmaz. Korkmaz stated that Asansor Istanbul Fair has become a global brand with the strong support of the Elevator and Escalator Industrialists’ Association (AYSAD) since its first date.
Tarsus Türkiye Genel Müdürü Zekeriya Aytemur, açılış töreninde yaptığı konuşmasında şunları söyledi: “Asansör İstanbul Fuarı 1992 yılından beri her ilan edilen açılış tarihinde koşullar ne olursa olsun gerçekleştirilen bir organizasyondur. Fakat ilk kez geçen yıl, pandeminin yarattığı küresel koşullar nedeniyle tarihini değiştirmek zorunda kaldık. Yine de son üç yıla baktığımızda Dünyada pandemi sonrası açılan uluslararası nitelikteki ilk fuar olma özelliğini taşıyoruz. 30 yıllık süreç içerisinde sektörün büyümesi ile fuarın büyümesi birbirini tetikleyen, geometrik büyümeyi sağlayan bir durum haline geldi. Bu süreçte küresel ölçekte markanın yerleşmesinde az önce Turhan Beyin de ifade ettiği gibi değerli derneğimiz AYSAD’ın da çok önemli katkıları oldu. Sonuç itibariyle Türk asansör sektörü 2017 yılından itibaren ihracat fazlası veren bir sektör haline geldi. Bu da sanayimiz ve ülkemiz açısından gurur verici bir durumdur. Pandeminin küresel ölçekte yarattığı olumsuz etkiler henüz tam olarak bertaraf edilemedi. Enerji ve hammadde fiyatlarının yüksekliği, yakın coğrafyamızdaki savaşlarla ortaya çıkan kaotik ortam aslında üreticilerle ihracatçılar açısından her bir müşteriyi çok daha kıymetli hale getiriyor. Bunun bilincinde olarak hem bu fuarda hem de önümüzdeki yıl gerçekleşecek fuarda tüm Dünyada fuarımızı daha fazla tanıtmaya ve üreticilerimizi alıcılarıyla buluşturmak adına çok daha fazla çalışmaya bugünden başlıyoruz. Fuarımızın açılış töreninin onurlandırdığınız için hepinize teşekkür ediyor ve iyi fuarlar diliyorum.”
In his speech at the opening ceremony, Tarsus Turkey General Manager Zekeriya Aytemur said: “Asansor Istanbul Fair is an organization that has been held on every announced opening date since 1992, regardless of the conditions. But for the first time, we had to change history last year due to the global conditions created by the pandemic. However, when we look at the last three years, we have the distinction of being the first international fair in the world opened after the pandemic. The negative effects of the pandemic on a global scale have not yet been completely eliminated. The high prices of energy and raw materials, the chaotic environment created by the wars in our close geography actually make each customer much more valuable for producers and exporters. We are starting to work much harder today to promote our fair more all over the world and to bring our manufacturers together with their buyers.”
AYSAD Başkanı Sefa Targıt ise açılış töreninde şunları söyledi: “Sayın Bakanım, Avrupa Asansör Birliği ELA Başkanım, Türkiye MAKFED Başkanım, Saygıdeğer Konuklarımız, değerli meslektaşlarım. Bu kez, eskisinden farklı, yeni bir normalle bir aradayız. Atlattığımız büyük salgın, 2 yıl bizleri bir araya gelmekten alıkoydu. Yeni normale uygun olarak, Sayın Bakanımız ve Sayın ELA Başkanımız ruhen ve kalben bizimle olacaklar, başka mekanlardan video konferans yoluyla bize hitap edecekler. Asansör İstanbul Fuarının açılışına 17. kez şahit olurken büyük gurur duyuyoruz. Sürdürülebilir bir etkinlik olduğu, rüştünü ispat ettiği kuşkusuz olan uluslararası fuarımızın bir kez daha sağlıkla ve başarıyla tamamlanmasını diliyorum. Pandeminin beklenen sonucu olarak, Dünyada ve ülkemizde ortaya çıkan ekonomik sorunlar paralelinde bir darboğazdan geçtiğimiz söylenebilir. Dar boğazlar aşıldığında feraha çıkılır. Bu ümitle, sektörümüzün dinamik yapısına ve dış ticaret kabiliyetine güveniyoruz. Salgının başından beri, asansörler önemli bir yere oturdu ve ilgi odağı haline geldi. Salgının ilk ağır döneminde New York Times gazetesinde yayınlanan bir makalede, asansörler petri kabına yani laboratuvarda virüs üretme ortamına benzetildi. Yeni normalde yüksek binalara talebin azalacağına vurgu yapıldı. Asansör endüstrisi, bulduğu çözümlerle çareler üretti ve hayat devam etti. Binalarda asansör sayısından ve büyüklüğünden kaçınma alışkanlığının, binaları nasıl değersizleştirdiğini bu felaket herkese anlattı. 2012 başından itibaren 10 yıldır. Türk asansör endüstrisi önemli bir değişim süreci içindedir. A tipi muayene kuruluşlarının devreye girmesiyle canlanan ve yaygınlaşan yıllık muayeneler, sektör açısından çok önemlidir. Yıllardır dinlediğimiz, haksız rekabet şikayetleri, yetkisiz kişilerin yaptığı uygunsuz montaj bakım faaliyetleri gibi efsanelerindeki gerçeklik payı ölçüme tabi tutuluyor. Bir yandan asansörlerin uygunsuzluğu konuşulurken, diğer yandan kontrollerin hatalarından bahsediliyor. Her zaman ve her yerde iyi uygulamalardan söz edilmese de, bu konu konuşuluyor ve ilk kez elimizde laf dışında veriler var. Bu sürecin sürekli iyileştirme faaliyetleriyle devamı, herkesin yararınadır. Bu yıl da fuar kapsamında çok önemli konfe-ranslar ve paneller planlanmadı. Bunun bir nedeni pandemiden kalan kapalı alanda bir araya gelmeme alışkanlığı olmakla beraber, asıl gayemiz ani bir değişiklikle dikkatleri bilgi kaynaklarına çekmekti. Geçmiş yıllarda çok değerli uzman konuşmacıları davet eder, başta emniyet ve iş güvenliği olmak üzere sektörü yakından ilgilendiren konularda bilgi alış verişi yapardık. Üzülerek söylemek durumdayım ki, bu etkinliklere katılım çok zayıftı ve genellikle sektörün icracı olmayan paydaşları salonlarda hazır bulunurdu. Almanya Düseldorf’ta A+A İş saglığı güvenliği fuar ve kongresi yapılır. Hatta 2013 yılında bizim Çalışma Bakanlığımız destekçi partner olmuştu. Orada girişi 80-100 Euro olan toplantılara katılabilmek için millet birbirini ezerken, bizde bedava toplantılara katılımcı bulamamak, gerçekten üzücüydü. Son yıllarda iş kazasında yitirdiğimiz ve yaptığımız bilirkişi çalışmalarıyla önlenebilir olduğunu gördüğümüz kazalarda hayatını kaybeden çalışanlarımızı saygıyla anmak isterim. Bu yıl AYSAD’ın yine bilgiye ve güvenliğe yönelik yayınları var, standımızı ziyaret edenlere sunacağız. AYSAD ilkeleri ve tüzüğünde yazan amaçları doğrultusunda, çalışmalarımızı sürdürüyoruz. EN standartlarının Türkçe tercümesine büyük destek veren başta Serdar Tavaslıoğlu olmak üzere, Nihat Güven, Can Mutu, Aziz Bilge, arkadaşlarıma, bu işlerin yapılmasına maddi manevi katkı sağlayan tüm AYSAD üyelerine teşekkür ediyorum. Doç. Dr. Ender ATEŞMAN Bey’i göreve getiren TSE Yönetimine de çok teşekkür ediyorum. Hızlı ve nitelikli bir tercüme sürecinin başına getirilebilecek, işin ehli insanlardan birini bulmuşlar. Bu yıl da bizi hüzünlendiren vefatlar oldu. AYSAD Başkanı ve sektörün ağabeyi Ersan Barlas ve çok kıymetli üyemiz Erol Gürakar bu fuarda anılarımızda olacaklar. Mekanları cennet olsun. Ayrıca sektörün önemli derneği IAEE’nın yönetim kurulundan dostlarım Ami Lustig ve Joseph Stier bu yıl ebediyete intikal ettiler. Sektöre katkılarına bir kez daha teşekkür ediyor, saygıyla anıyorum. Bu yıl AYSAD’IN 50. kuruluş yıldönümü, bu gururu 50 yıldır yol arkadaşlığı yapmış herkesle birlikte yaşayacağız, kutlayacağız, konuşacağız. Akraba makine dallarıyla Türkiye MAKFED, ikincil akrabamız İnşaat sektörüyle Türkiye İMSAD, uygunluk değerlendirme sektörüyle UDDER üyelikleriyle; diğer sektörlerle dikey bilgi görgü akışını SEDEFED kanalıyla gerçekleştirirken, ELA Üyeliğimizle uluslararası bilgi akışını kanalı açık tutan AYSAD, sektörel örgütlenmenin en iyi modellerinden biridir. Hem ELA hem de MAKFED üzerinden ORGALIM Avrupa Mühendislik Endüstrileri Birliğine, TÜRKONFED aracılığıyla UAPME Avrupa Kobi ağına bağlıyız. Bu anlattıklarım, AYSAD’ın Dünya çapında bir network’ün parçası olduğunu, oya gibi işlenmiş bir sektörel yapılanma modeli ortaya koyduğumuzu gösteriyor. Bir sektörel derneğin yapacağı işler bunlardır. Devletten bir şeyler koparmak değil, destek vermek, işbirliği yapmaktır. Her platformda ihtisas alanını layıkıyla temsil etmektir. Bu ilkeleri ve yapıyı korumaya tüm gücümüzle devam edeceğiz. Genel Müdür Zekeriya Bey’in şahsında, Fuara emeği geçen TARSUS ekibine teşekkür ediyorum. Karşımda bu ilkelerin önemli savunucuları, fedakar sivil toplumcular var. Sektörün ve İhracatın gelişmesine inanılmaz zaman ayıran katkılar sunan Makfed Başkanımız Adnan Dalgakıran’a, TİM Başkan Vekilimiz Sayın Kutlu Karavelioğlu’ya, ELA başkanımız Roberto Zappa’ya ayırdıkları zaman için özellikle teşekkür ediyorum. Bizi yalnız bırakmayan, Sayın Bakanımız Hasan Büyükdede’ye de özellikle teşekkür etmek isterim. Yurttaşlık Bilgisi kitabında yazan demokrasi kendi kendini yönetmektir sözünü hatırlatıyor. Sahadan gelen bir makinacı Sanayiye yön vermek için fedakarca çalışma yapıyor. Bu düşüncelerle hepinize kolaylıklar, başarılı fuarlar diliyor; en derin saygılarımı sevgilerimi sunuyorum.”
AYSAD President Sefa Targıt’s speech: This time, we are together with a new normal, different from the old one. The great Pandemic that we survived prevented us from coming together for 2 years. In accordance with the new normal, our Honorable Minister and ELA President will be with us in spirit and heart, and they will address us via video conference from other venues. We are very proud to witness the opening of the ASANSOR Istanbul Fair for the 17th time. I wish that our international fair, which is undoubtedly a sustainable event and has proven its worth, will be completed once again with health and success. As the expected result of the pandemic, it can be said that we have passed through a bottleneck in parallel with the economic problems that have arisen in the world and in our country. Relief is achieved when narrow straits are overcome. With this hope, we rely on the dynamic structure and foreign trade capability of our industry. Since the beginning of the pandemic, elevators have taken a prominent place and become the center of attention. In an article published in the New York Times during the first heavy period of the epidemic, elevators were likened to a petri dish, that is, a virus-producing environment in the laboratory. It was emphasized that the demand for high-rise buildings would decrease in the new normal. The elevator industry produced solutions with the solutions it found and life continued. This disaster told everyone how the habit of avoiding the number and size of elevators in buildings devalues buildings. 10 years since the beginning of 2012. The Turkish elevator industry is in a process of significant change. The annual inspections, which have been revived and become widespread with the introduction of A-type inspection institutions, are very important for the sector. On the one hand, the inconvenience of the elevators is talked about, on the other hand, the mistakes of the controls are mentioned. Even though good practices are not always and everywhere talked about, this topic is being talked about and for the first time we have data beyond words. The continuation of this process with continuous improvement activities is for the benefit of everyone. I would like to respectfully commemorate our employees who lost their lives in accidents at work in recent years, some of them we have seen to be preventable through our expert studies. This year, AYSAD again has publications on information and security, which we will present to those who visit our stand. We continue our work in line with AYSAD’s principles and purposes written in its charter. I would like to thank Serdar Tavaslıoğlu, Nihat Güven, Can Mutu, Aziz Bilge, my friends, and all AYSAD members who provided material and moral support to the Turkish translation of EN standards. I would also like to thank TSE Management for appointing Dr. Ender ATEŞMAN. They have found a competent person who can be put in charge of a fast and qualified translation process. This year, too, there have been deaths that make us sad. AYSAD President and the elder brother of the industry Ersan Barlas and our very valuable member Erol Gürakar will be in our memories at this fair. May their place be heaven. In addition, my friends Ami Lustig and Joseph Stier from the board of directors of IAEE – Elevcon , passed away this year. I would like to thank once again for their contributions to the sector and commemorate them with respect. This year is the 50th anniversary of AYSAD, we will experience, celebrate and talk about this pride with everyone who has been a companion for 50 years. With its relative machinery branches, Turkey MAKFED, with its secondary relative Construction sector, Turkey IMSAD, with its conformity assessment sector UDDER memberships; While realizing the vertical information flow with other sectors through SEDEFED, AYSAD, which keeps the international information flow open with our ELA Membership, is one of the best models of sectoral organization. We are connected to the ORGALIM European Engineering Industries Association through both ELA and MAKFED, and to the UEAPME European SME network through TURKONFED. What I have explained shows that AYSAD is a part of a worldwide network and that we have put forward a sectoral structuring model that is embroidered like lace. In the person of General Manager Mr. Zeke- riya, I would like to thank the TARSUS team who contributed to the Fair. I would especially like to thank our Makfed President Adnan Dalgakıran, who devoted an incredible time to the development of the sector and exports and Roberto Zappa, our ELA president and Mr. Kutlu Karavelioğlu deputy chairman of TIM (Turkish Exporters Assemble) for their time. I would like to especially thank our Deputy Minister Mr. Hasan Büyükdede who did not leave us alone. With these thoughts, we wish you all convenience and successful fairs; I offer my deepest respect and love.
Türkiye Makine Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, konuşmasında özetle; “Değişim kainatın kanunudur. Dünyadaki gelişmelere baktığımızda bu değişimin neresinde kalı-yoruz. İki türlü değerlendirme vardır. İlki 5 sene önce ciromuz ne kadardı? Şimdi ne kadar? Bu bir değerlendirmedir. İkincisi ise 5 sene önce dünya pazarından ne kadar pay alıyordum. Şimdi ne kadar pay alıyorum? Doğrusu ikinci değerlendirmedir. İnsan doğası gereği güzel şeyler duymak ister. Ancak kişiler, firmalar ve ülkelerin gelişimi için, konfor alanının terk edilmesi gerekir. Gelişme rahatınızı bozucu bir durumdur. Gelişmek istiyorsunuz. Rahatınızı bozup risk alıyorsunuz ve daha ileri gidiyorsunuz. Burada eksiğimiz var. Biz 300 yıldır dünya ekonomisinde yüzde 0,7 ile 1,3 arasında pay alıyoruz. Gelişmiş ve zengin bir ülke olmak için de bu payın yüzde 3’e çıkması lazım. Asansör sektörü için de dünya ekonomisinden ne kadar pay aldığımız önemlidir. Neticede eğitim sistemini kökünden, kültürel durumu da önemli ölçüde değiştirmemiz gerekiyor. Fuarın herkese hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Adnan Dalgakıran, Chairman of the Board of Directors of the Turkish Machinery Fede ration, summarized in his speech; “Change is the law of the universe. When we look at the developments in the world, where do we stay in this change? There are two types of evaluation. What was our turnover 5 years ago? How much now? This is an evaluation. The second is how much share I was getting from the world market 5 years ago. How much do I get now? In fact, it is the second assessment. Human nature wants to hear good things. However, for the development of individuals, companies and countries, the comfort zone must be abandoned. Progress is a disturbing situation. You want to evolve. You get comfortable and take risks and go further. We are missing here. We have had a share between 0.7 and 1.3 percent of the world economy for 300 years. In order to become a developed and rich country, this share must increase to 3 percent. For the elevator industry, it is important how much share we get from the world economy. As a result, we need to radically change the education system and significantly change the cultural situation. I wish everyone good luck with the fair”.
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanvekili Kutlu Karavelioğlu ise Türk makine sektörünün dünyanın dört bir yanına mal satmakta ve giderek geniş pazarlara sahip olduğuna dikkat çekti. Karavelioglu, Pandemi gibi aniden maruz kalınan ve beraberinde Ukrayna’da ortaya çıkan savaş durumunun endüstrileri ve küresel ticareti doğrudan etki- lediğine dikkat çekerken elbette bunların da bir sonunun geleceğini umduğunu belirtti. Karavelioglu, “Tabi zaman zaman beklenmedik iklim koşullarıyla da karşı karşıya kalınabiliyor. Ancak fuarın çok iyi başladığını öğrendim, mutlu oldum. Fuarın çok iyi bir şekilde neticeleneceğine inanıyorum” derken, Türk makine sanayinin en büyük ihracatçı ikinci endüstri olduğuna vurgu yaparken, asansör endüstrisine ilişkin verileri değerlendirdiği bilgileri paylaştı.
Kutlu Karavelioglu, Deputy Chairman of the Turkish Exporters Assembly, pointed out that the Turkish machinery industry sells goods all over the world and has increasingly large markets. Karavelioglu pointed out that the sudden exposure to the Pandemic and the accompanying war situation in Ukraine directly affected industries and global trade, and of course hoped that they would come to an end. Karavelioglu said, “Of course, unexpected climatic conditions can be encountered from time to time. However, I learned that the fair started very well, I was happy. I believe that the fair will end very well”, while emphasizing that the Turkish machinery industry is the second largest exporter industry, he shared the information that he evaluated the data on the elevator industry.
Avrupa Asansör Birliği Başkanı Roberto Zappa yaptığı konuşmasında özetle; Asansör İstanbul Fuarı’nın her zaman dünyanın en etkili uluslararası fuarlardan biri olduğuna işaret ederken, bu yıl AYSAD’ın kuruluşunun 50. yılı olması münasebetiyle de kutladığını, birliğin Avrupa içindeki en phrestijli üyelerinden biri olan AYSAD’a tam destek verdiklerini ifade etti. AYSAD’ın ELA’ya bağlılığı, stratejik ortaklığı, komiteler ve çalışma gruplarına sağladığı güçlü katılımıyla gurur duyduklarını belirten Zappa, ticari fuarların fikir alış-verişleri ve sektördeki yeniliklerin takibi açısından önemli fırsatlar sunduğuna dikkat çekerken, inovasyon ve araştırma faaliyetlerinin dünya pazarlarındaki başarı için en önemli iki faktör olduğunun da altını çizdi. Roberto Zappa, AYSAD’ın uzman rehberliğinde gerçekleşen Asansör İstanbul Fuarı’na ELA adına başarı dileklerini iletti.
ELA President Mr. Zappa’s speech:
“Dear President,
ASANSOR Istanbul now in its 17th edition has always been one of the most influential international exhibitions in the world, organised very well also this year (from 10 to 13 March) by Tarsus Turkey with the support of our important ELA member and contributor AYSAD at TUYAP.
Although we are all aware of the reasons that led to the postponement of this important event, initially planned for 2021 (and consecutive to the one held in March 2019 where I was personally present), we are very happy that it is taking place in the year in which AYSAD is celebrating, with the full endorsement of ELA, the 50th anniversary of its Foundation. Only a few months separate us from these celebrations, at the centre of which will be one of the most prestigious members of our European Association.
AYSAD’s commitment to ELA is visible at every level, from the common strategic direction taken by the Board to the strong involvement of our Turkish friends in the Committees and Working Groups that characterise our organisation. ELA is very proud of that!
ELA is absolutely convinced of the value of trade fairs as a place where we can reunite under common interests (Asansor, Interlift, Liftex, to name a few) being an important opportunity for operators to exchange ideas and to keep abreast of the main innovations in the sector. Innovation and research, two interconnected factors, indispensable for success in the increasingly complex world markets.
While the principles of safety at the highest level, lifelong training of our workers, and respect for the environment and sustainability have always been high on our agenda, together with many other topics like the coming digitalization of the sector, dialogue with our international global partners has become even more important.
We have to insist in exploring ways of sharing and exchanging “best practices”. To do this, we need to find the common language which, in our sector, is certainly represented by codes and standards. We must be able to translate the excellence of our work into the contents of the international ISO standards, which are mostly accepted throughout the world. Just few years ago, ELA was the promoter of the WEEF, bringing to the table 11 world associations (from China to America) willing to cooperate with each other. Today, these associations are asking us to further strengthen our relationship for the benefit of our industries. It is a great challenge that ELA will certainly be able to take up and that will bring further value to our members.
These are some thoughts that I am sure will run through the minds of all those exhibitors and visitors who will have the good opportunity to participate in this event, called ASANSOR Istanbul 202, aiming at excellence under the expert guidance of AYSAD.
Therefore, on behalf of ELA, I wish this exhibition to be a success for all. Thank you.”
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede ise konuşmasında şunları söyledi: “Türk asansör sektörü 1950’lerden sonra ivme kazanmış ve tamamen ithalat yoluyla ihtiyaçların karşılandığı bir sektör yapısından sıyrılarak kademeli olarak asansör montajı ve aksam imalatı alanlarında yerli ve milli üretimin arttığı bir sektör yapısına dönüşmüştür. Özellikle 1990’lardan sonra artan talebe karşılık olarak büyümesini ve gelişimini sürdürmüştür. Dünyada gelişen yeni teknolojilerle birlikte, Türk asansör sektörü de büyük bir değişim sürecine girmiş ve dünya ticaretinde önemli pazar payına ulaşmış bulunmaktadır. Ülkemizin uluslararası teknolojik gelişmeleri takip eden bir konumda olabilmesi için özellikle asansör gibi toplumun bütün kesimlerini ilgilendiren bir sektörde yerli üretimin geliştirilmesinin önemi büyüktür. Bu kapsamda, en başta gelen konulardan biri de yerli üretimi geliştirecek olan eğitimli insan faktörünün yetiştirilmesi ve dünya genelindeki en son teknolojik eğilimlerin ve sektörel gelişmelerin yakından takip edilebilmesidir. Özetle, nitelikli insan kaynağına odaklanmamız artık kaçınılmazdır. Türk asansör sektörü ülke sanayisi ve ekonomisi açısından önemli bir faaliyet alanı olup sektörünün doğrudan kentleşme ve buna bağlı olarak gelişim gösteren inşaat sektörü ile birlikte düşünülmesi gereklidir. Bu nedenlerden dolayı, Türk asansör sektörünün stratejik öneme sahip bir sanayi alanı olduğu hepimizin malumudur. Bakanlığımız sanayi sicil sisteminde 2.772 asansör montaj ve aksam imalat firmasının kayıtlı olduğu göz önünde bulundurulduğunda, sürekli olarak girişimci sayısı artan bir sektör yapısı ile karşı karşıya kalındığı gerçeği, Türk asansör sektörü içerisinde yer alan unsurların bir araya gelmesinin artık kaçınılmaz olduğunu ortaya koymaktadır. Asansör sektörümüz 2020 yılında 250 milyon $ ihracat, 116 milyon $ ithalat, 2021 yılında ise 300 milyon $ ihracat ve 158 milyon $ ithalat gerçekleştirmiştir. Çok açık bir şekilde, dış ticaret fazlası veren sektörlerimizden olan asansör sektörümüzü buradan huzurlarınızda tebrik etmek istiyorum. Bakanlığımız, asansör sektörüne yönelik olanlar da dahil olmak üzere Avrupa Birliği teknik mevzuatına uyum konusunda çok yüksek bir hassasiyete sahiptir. Mevzuat uyumunun yanı sıra, bu mevzuattaki tüm gerekliliklerin asansör ve asansör güvenlik aksamları açısından aranması noktasında da piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerini sürdürmektedir. Pandemi sonrasında gerek emtia fiyatlarında, gerek navlun/lojistik maliyetlerinde yaşanan yükselişlerden sonra bir dönem durağan rakamları görme ihtimalimiz var, ancak küresel boyuttaki enflasyon sonucunda eski rakamlara dönüşün kısa vadede mümkün olmayacağını tahmin ediyorum. Dolayısıyla, yeşil mutabakat gibi konular gündeme gelmeseydi bile artık kaynaklarımızın israfına, çevrenin kirletilmesine tahammül etmemiz söz konusu olamazdı. Tüm dünyada işçilik maliyetleri, hammadde fiyatları, lojistik maliyetleri yükseliyor, dolayısıyla bunların nihai ürün fiyatlarına yansıması kaçınılmazdır. Ülke olarak elimizdeki en iyi kozun, işletmelerimizin dinamik ve çevik bir şekilde hareket etme kabiliyetine sahip olmaları olduğunu düşünüyorum. Tedarik zincirindekiler başta olmak üzere her türlü mal ve hizmet arzında yaşanan kırılmaları egale edebilecek durumdayız. Bu fırsatı kaçırmayalım. Bunların dışında, Bakanlığımız bünyesindeki Milli Teknoloji Hamlesi Programı olsun, Ar-Ge merkezleri, teknokentler olsun, haksız rekabete karşı kullanılabilecek Piyasa Gözetimi ve Denetimi gibi argümanları geliştir-meye, genişletmeye gayret ediyoruz. Bakanlık olarak sektörden öncelikli beklentimiz, başta asansörün güvenli aksamları ve yazılımları olmak üzere asansörlerle ilgili her türlü Ar-Ge faaliyetlerinin arttırılmasıdır. Kısaca, yenilikçi ve inovatif faaliyetler, sektörün gelecek perspektif açısından büyük önem arz etmektedir. Zira, Türk asansör sektörünün en önemli ve en temel sorunu; sektör Ar-Ge alt yapısının güçlendirilmesine yönelik çalışmaların az olmasıdır. Özellikle bütün olarak “paket asansör” imalatının yaygınlaşması, asansörün tasarım, imalat, yazılım, montaj, bakım ve servis hizmetleri gibi alanların ise tek bir çatı altında büyük markalar vasıtasıyla sağlanması önemlidir. Değerli katılımcılar; 1992’den beri yükselen bir grafik çizmiş ve son iki yıldır yaşanan pandemiye rağmen gelişerek yoluna devam eden Asansör İstanbul Fuarı sektörün üretim kabiliyeti ve Avrupa Birliği Asansör mevzuatına uyum başarısına paralel olarak büyüme sergilemiş ve global bilinirlik ve sürdürülebilirlik alanlarında kendini ispat etmiştir. Kıymetli misafirler; AYSAD’ın da 50. Kuruluş yılını kutluyor ve herkes için iyi bir fuar diliyorum. Sözlerime son verirken alanında büyük başarılara imza atacağına inandığım Uluslararası Asansör İstanbul Fuarının gerçekleştirilmesinde emeği geçen başta Asansör sektör derneklerimiz olmak üzere herkesi kutluyor, bu etkinliğin tüm katılımcılar ve ziyaretçiler için hayırlara vesile olmasını diliyorum.”
In his speech, Deputy Minister of Industry and Technology Hasan Buyukdede said: “The Turkish elevator industry gained momentum after the 1950s and gradually turned into a sector structure in which domestic and national production in the fie lds of elevator installing and component manufacturing increased, leaving the structure of a sector where the needs were met completely through imports. Especially after the 1990s, it continued to grow and develop in response to the increasing demand. Along with the new technologies developing in the world, the Turkish elevator industry has also entered a period of great change and has reached a significant market share in world trade. It is of great importance to develop domestic production in a sector such as elevators that concerns all segments of society. It is now inevitable for us to focus on qualified human resources. We all know that the Turkish elevator industry is an industrial area of strategic importance. Our elevator industry realized $300 million in exports and $158 million in imports in 2021. Congratulations to our elevator industrialists. Asansor Istanbul Fair, which has drawn a rising graph since 1992 and has continued on its way despite the pandemic experienced in the last two years, has grown in parallel with the production capability of the sector and its success in complying with the European Union Elevator legislation, and has proven itself in the fields of global awareness and sustainability. I celebrate the 50th anniversary of AYSAD and wish a good fair for everyone.”